"Kıymet, şeref ve üstünlük gecesi" demek olan "Leyle-i Kadir" bir diğer görüşe göre ise "hüküm gecesi"dir. Bu görüşe göre, yüce Allah, bu gecede bir sene içindeki ölüm ve rızıkları Meleklere açıklar. Leyle-i Kadir, aynı zamanda "tazyik, sıkışıklık gecesi" manasına da gelmektedir. Nitekim bu gecede yer yüzü, inen Meleklere dar gelir, her yer Meleklerle dolar. Kur'an'ın bu gecede nazil olmaya başlaması da bu sebebe bağlanmaktadır. Bu hususla ilgili olarak Kadr suresinde, Kur'an'ın bu gece indirildiği ve bu gecenin çok hayırlı olduğu bilinmektedir: "Muhakkak, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Sen o Kadir gecesinin ne olduğunu nereden bileceksin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gecede Melekler ve Ruh (Cebrail), Rablerinin izni ile bütün emirlerle inerler. O (gece), tan ağarıncaya kadar emniyetli ve selametli bir gecedir."
Müfessirlerin çoğu tarafından kabul edilen görüşe göre Kur'an-ı Kerim, bu gecede en üst semadan Dünya semasına bir bütün halinde indirilmiş ve daha sonra da Peygamberimiz'e 23 yıl boyunca peyderpey vahyedilmiştir. Diğer bir görüşe göre ise Kur'an, bu gece nazil olmaya başlamıştır. Öte yandan Bedir Gazası da Kadir gecesi sabahında cereyan etmiş ve bu savaş neticesinde inanmayanlar karşısında büyük bir galibiyet elde etmişlerdir.
Bir hadis-i Şerife göre Kadir gecesi, Ramazan ayının 20'sinden sonraki gecelerden biridir. Bunlardan 27. gece olması da kuvvetle muhtemeldir. Dinimizde, ibadetin devamlılığı esas olduğundan bu gece kesin olarak belirtilmemiştir.
Kadir Gecesi'nin ihyası hususunda peygamberimizin çeşitli hadisleri mevcuttur. Bunlara göre Kur'an okumak, nafile namaz kılmak ve dua etmek bu gecenin feyzinden istifade etmeyi sağlamaktadır.
COŞKU İLE KUTLANIRDI
Müslüman Türk toplumunda bu gece, bu gün olduğu gibi eskisinden de üstün bir coşkunlukla kutlanırdı. O zamanlar, bütün dini günlerde olduğu gibi Ramazan geceleri büyük bir huşu içinde geçirilirdi.
Zamanımızda olduğu gibi eski günlerde de halk, bu geceyi mutlaka kadın-erkek camilere giderek, hatim dualarına iştirak ederek kutlamak isterlerdi. Peygamberimizin sünnetine uymak, Allah'ın rızasına nail olmak gayesi ile Ramazan'dan iki gün önce başlayan mukabeleler, Kadir gecesine kadar bitirilir ve bu gecede mutlaka hatim duası yapılırdı. Bu gün olduğu gibi camilerde sakal-ı şerif ziyaretleri de bir ibadet şevki ile yapılırdı.
Kadir gecesi selatîn camileri başta olmak üzere bir çok cami, sabaha kadar açıktır. Müslümanlar sahura kadar cami cami dolaşarak namaz kılar, tesbih çeker salat-ü selam getirirlerdi. Umumiyetle bir hoca efendinin başkanlığında tertip olunan kafileler cami cami dolaşarak uğradıkları her camide bir günlük kaza namazı kılar ve arkasından da dualar yaparlardı. Camilere gidemeyenler de mutlaka evlerinde sahur vaktine kadar ibadetle meşgul olurlardı. Camilerde mevlid okutturulması, ayrıca müslümanların dini bilgilerini canlı tutmak için vaazlar edilmesi de bu gecede yapılan ibadetler zümresindendir.
Osmanlı Devletinde bu gece, resmi bir şekilde kutlanırdı. Devlet erkanı, en büyüğünden küçüğüne doğru birbirleriyle tebrikleşirlerdi. Padişahın da bizzat katıldığı bu kutlamaya Kadir Alayı denirdi.
Kadir gecesi, edebiyatımızda da layık olduğu yerini almış, bu hususta şairlerimiz çok güzel şiirler söylemişlerdir. Sabit (ö. 1712) Ramazaniyye'sinde bu gece hakkında şu mısralara yer vermektedir:
Leyletü'l-kadr-i kerem iyd-i sabah-ı ihsan
Ahdinin bir günüdür mevsim-i iyd-i ekber
Gününün bir gicesidir şeb-i kadr-i Ramazan.
Şair Nazım, (ö.1726) Ramazaniyyesinde bu geceden şu şekilde bahsetmektedir:
Matlaından kim hilal-i rûze nûr-efşan olur
Her sabah u şamî kadr ü îd-i ins ü can olur.
...........
Böyle şebde kadre ermek istese bir rûze-dar
Vasıl-ı han-ı nevalî han-ı alî-şan olur.
Enderunlu Vasıf (ö.1824) ise Ramazaniyyesinde bu gece hakkında:
Bil kadrini zira kim bu şehrin şeb-i kadri
Bî-şek sebeb-i mağfiret-i alemiyandur.
demektedir. Halkın gönül telinden çıkmış bir takım anonim şiirlerde de Kadir gecesine yer verildiği görülmektedir. Buna örnek olmak üzere yazımızı aynı zamanda rahmetle anılmasına vesile olur düşüncesiyle rahmetli hocamız Amil Çelebioğlu'nun neşrettiği bir Ramazanname'den (Tercüman 1001 Temel Eser serisi, nr. 22) aktardığımız mısralarla bitiriyoruz:
Açılır bağ ile bostan
Mübarek Kadir gecesi
Salınır hur ile gılman
Mübarek Kadir gecesi
Eyleyelim ah ile vah
Yine eriştire Allah
Afv olur çok günah
Mübarek Kadir gecesi
Olundu aleme müjde
Getirir alemi vecde
Ağaçlar ediyor secde
Mübarek Kadir gecesi
Gökler kapısı açılır
Aleme rahmet saçılır
Hulle donları biçilir
Mübarek Kadir gecesi
Bu gece hürmetli olur
Müminlere kutlu olur
Acı sular tatlı olur
Mübarek Kadir gecesi
Makbuldür cümle dilekler
Zemine iner melekler
Çarha girer hep felekler
Mübarek Kadir gecesi
Cümle alem mesrur olur
Hep günahlar mağfur olur
Cümle yer gök pür nur olur
Mübarek Kadir gecesi
Terk edip hab-ı gafleti
Edelim Hakk'a taati
Kulun makbuldür haceti
Mübarek Kadir gecesi
Ne layıkdır naim olmak
Güle güle saim olmak
Çok sevapdır kaim olmak
Mübarek Kadir gecesi
Hakk'a gönül bağlayalım
Ciğerimiz dağlayalım
Sabaha dek ağlayalım
Mübarek Kadir gecesi
Afv olur cürm ü hatalar
Hakk'ın emrini tutalar
Bekçiye olsun atalar
Mübarek Kadir gecesi
|